Pazartesi, Ocak 17

Gizli Saklı Sahne

Tumblr_ldc7vzjhvr1qe86yyo1_500_large


Bir sahne düşleyin. Her yanından sarkım saçak tavandan yerlere kadar rengarenk perdeler. Simli dekorlarıyla görenleri hayrete düşürecek kadar şaşası olan bir sahne. Her renkten eşyanın, her ırktan insanın yer aldığı bir dünya.
O sahnede yalnızlığın ve sessizliğin sonsuza kadar sizi terk edeceğini hissedersiniz. Bir kere oraya çıktınız mı, bir repliğiniz bile olmasa dahi, adımınızı attınız mı o sahnenin tozlu döşemelerine, sırtınız yere gelmeyecektir artık. Çünkü orası başkadır. Orası ait olunacak bir yerdir. Hakketmeden bulunamayacağınız bir yer. Kırmızının her tonu, mavinin her tonu, sarının, pembenin her tonunun bile oraya ait olduğunu ve o dekor, o kostümlerden başka hiç bir yere yakışmadığını düşünmeye başlarsınız. Abarttığımı düşünmeyin. Orası sadece onu hakkedenlerin ait olabileceği bir yer.
Bir sahibi var ki dillere destan. Yakışıklılığı dilden dile tüm kasabaya yayılmış, herkes onun adını sanını bilir de, yüzünü bir kez gören olmamıştır. Tiyatrodakiler hariç. Yani seçilmiş insanlar. Bilirsiniz işte. O tüm kasabanın sahibidir. Geceleri şov olmadığı günler kasabanın ara sokaklarında gezip çulsuzlara para, açlara aş dağıttığı söylenir. Tiyatrosuna yeni seçilmiş dansçıları, oyuncuları da böyle gezintilerinde bulduğunu söylerler. Yemyeşil berrak gözleri, kız gibi güzel saçları, endamlı bir yürüyüşü, günlerce dinlesen de bıkmayacağın bir konuşması ve göreni kendine aşık eden bir gülümsemesi varmış. Tiyatrodakiler öyle anlatırlar. Bizim kasabamızın kızları her akşam camlara dizilip, onu bir kere görmenin hayaliyle yanıp tutuşurlar. Belki bir şans, belki bir umut, yeni seçilmiş kişinin kendileri olmalarını dilerler. Onları anlıyorum. O tiyatro başkadır. Herkes öyle bir yere ait olmak ister.
Gelgelelim oyunculara. Günün her saati tiyatrodan gülüşme sesleri gelirmiş. Günün her saati provalar yapar, şarkı söyleyip dans ederlermiş. Onlar duyguları konuşturan insanlarmış. Hepsinin bir adı varmış. Gerçek adlarınıysa sahiplerinden başka kimse bilmezmiş. Yani, tiyatrodan başka. Mutluluk. Hüzün. Neşe. Heyecan. Acı. Kızgınlık. Yalnızlık. Musuzluk. Sevgi. Umut. Ve elbette ki Aşk. Onsuz bir sahne düşünülemez elbet. Aşk tiyatronun göz bebeği, en özeli ve en güzeli! Simsiyah dalgalı saçlarını omuzlarından aşağı salıp, denizler kadar derin gözleriyle seyircilere döndüğünde salondaki tüm gözler o tapılası güzelliğe günün her saniyesi bakabilmenin ayrıcalığını hayal ederlermiş. Gülümsemesi herkesi gülümsetir, o ağladığında herkes ağlarmış. Sahibinin onu çok fakir mahallelerden kurtarıp, oralara getirdiğini anlatırlar kulaktan kulağa. Ama kimse, kimin nasıl geldiğini kesin olarak bilmez oraya. Çünkü orası başkadır. Sırlarını içeride tutar, dışarıda kaynayan dedikodu kazanına hiç aldırmazmış. Diller heerşeyi söylermiş.

Bir sahne hayal edin. Başrole de kendinizi koyun. Her gece o sahneye çıkıp seyircilere gülücükler saçtığınızı, yüzlerce kişiyle gülüp, yüzlerce kişiyle duygulandığınızı düşünün. Yalnızlığın ve mutsuzluğun sizden uzak olması kaçınılmaz olur öyle değil mi?
Günlerce düşündüm, düşündüm, düşündüm. Ve bunun beni mutlu edemediğini gördüm. Bir yerde mutlu değilseniz, nasıl mutlu olacağınızı düşünmekten vazgeçin kanımca. Şartları değiştirmek zordur.
Mutlu olacağınız bir yeri hayal edin.
Bir yere ait hissedemiyor musunuz? O zaman size dört koldan sarılacak bir yeri kendiniz yaratın.

Benim için hayat bundan sonra, kafamın içindeki yarattığım dünyadan ibaret.
En azından bir süre.

10 yorum:

  1. "...Benim için hayat bundan sonra, kafamın içindeki yarattığım dünyadan ibaret.

    En azından bir süre..."

    aynısından bende de war..yalnızlık..

    YanıtlaSil
  2. hayal kurmak da tıkanıyor sanki bi noktadan sonra..gerçekliği aramak şart oluyor..:/

    YanıtlaSil
  3. Elbette ki ama gerçeklik seni bir şekilde yakalıyor zaten. O arayı hayalle doldurmanın bir sakıncası yok bana kalırsa.

    YanıtlaSil
  4. belki ben çok karamsarım bilmiyorm ama galiba,insan yalnız kalınca kendinden de sıkılırsa,işte o zaman ne gerçeklik ne de hayal kurmak fayda etmiyr..saf acı olsa heralde..
    neyse ben dediğim gibi çok karamsarım..hayal kurmak iyidir..;)

    YanıtlaSil
  5. Bir sahne hayal edin çıkıp gülücükler saçtığınız şimdi önce bir Türk'ü hayal edin o sahneye milyonların karşısına çıkıp size mal mal bakan ne yapacağını bilemeyen.. Çok garip mesela.

    YanıtlaSil
  6. çok iyi yine.

    kendi dünyası olması daha iyi insanın.
    gizli bahçesi.
    düş dünyası.
    düşleri olmayan çok insan var.
    ne kötü hayatları.

    YanıtlaSil
  7. Hayal kuruyoruz mavi adam. Konuştuğunuz her kelimeyi duymak için can atan, attığınız gülücüklerle gülümseyen bir kitleti bön bön bakan bir kitleye tercih etmek sana kalmış. Dene bence.

    Teşekkür ederim deep. :)
    Kesinlikle. Bir gün o gizli bahçelerimde kaybolacağım diye korkuyorum ya, neyse. Hayalden zarar gelmemeli. :)

    YanıtlaSil
  8. zarar gelmez. hayal en güzel şey. ama keyif için hayal kurmak güzel olanı. yaratıcılık için olanı.

    hayattan kaçmak için değil. o şizofrenliğe doğru bir adım oluyor :)

    YanıtlaSil