Salı, Ağustos 21

Sinematris



  Merhaba bloggerlar, beni hatırlıyorsunuzdur umarım.

  Sinema hepimizin hayatlarında az ya da çok yer ediyor. Film izlemeyi sevmeyen bir insan düşleyemiyorum açıkcası. Hepimizin hayatında bir 'o film' var. Sizi en çok etkileyen, en çok aklınızda kalan, her karakterini hatırladığınız, yer ayrıntısını bildiğiniz ve her benzer anınızda aklınıza gelen film. Belki de bu bir değil, bir çok filmdir. Belki sizler de ne kadar çok film izlerseniz, o kadar mutlu oluyorsunuzdur benim gibi. 

  Film izlemeyi boş vakit aktivitesi olarak görenlerden ayrı, ben vaktimi film izlemek için boşaltıyorum çoğu zaman. Bu ödev geciktirme, kurs ekme, okula geç kalma gibi yaramazlıkları da içerse bazı bazı. Ama film izlemekten daha çok sevdiğim bir şey varsa o da izlediğim filmleri birileriyle paylaşmak. Çevremdekilerin film izlemeden önce danıştığı biri olduğumu fark ettikten sonra bir blog açmanın şart olduğuna karar verdim. Aynı zamanda bir tumblr ve twitter sahibiyim ve oradaki arkadaşlarımın sürekli can sıkıntılarından "bir film önerin allaşkına" feryatlarından güç alarak size film tavsiyesi olabilecek ve kendim için de izlediğim filmleri depolacağım bir sayfa olarak kullanacağım burayı. Hepinizi bekliyorum ve hepimize iyi eğlenceler.

Üç, iki, bir, kayıt! ---> www.sinematris.blogspot.com

Perşembe, Mart 22

Kendini Keşfetmek



Yazsam kurtulacağım. Yazsam yakacağım içime yazdığım sayfalar dolusu, her kelimesi ayrı acı, ayrı ayrılık, ayrı nefret, ayrı dost kazığı, ayrı son, ayrı unutuluş, ayrı aldanma ve ayrı aldatmaya bulanmış mektuplarımı. Yazsam aslında, bir kaçınızın okuduğunu bilip arınacağım kalbimin yalnızlığından. Ardına saklandığım kuytu köşelerden veya yalan gülümsemelerden kurtulacağım. Ama o kadar kolay değil bu.Oyun bahçesinde kaybolmuş bir çocuk gibiyim. Etrafımdakiler çok eğleniyormuş gibi görünüyorlar lakin ben hala mutluluğumu arıyorum kum havuzunda, kaydırak altlarında,salıncak demirlerinde...
Tüm kayıp ilanlarında kendi yüzümü görüyorum. Evimde, odamda ve hayatımda bana ait olmayan bir şeyler var. Bir his belki. Belki bir koku. Ve yahut bir ses. Ortamdan tamamen yabancı. Belki de sadece kafam karışık. Kitaplarım ve filmlerim kafamda birbirleriyle birleşiyorlar. Bir anda birden çok karaktere bürünüyorum. Belki, sadece kafam dolu. Ama onlar etrafımda kahkahalar atarak dönüyorlar. Eğlence dediğin, çok ikiyüzlü bir çeşme. İnsanlarda eksik bir şeyler var. Bazısının kalbi, bazısının beyni eksik gibi. Ne yazık. Oyun bahçesinde tanıdık bir ses duyma umuduyla yürüyorum. Dönüp bakacağım bir tını. Aramaktan yorulduğum bir sıcaklık. Elbet bir gün gelecek, biliyorum. Daha sonra size onun dilinden, onun kelimeleriyle yazacağım. Yazıp, rahatlayacağım.