Çarşamba, Eylül 22

Film, Film, Film

Bugün yine canım çok film izlemek istiyor ama film bulma çabamın arasında bununla ilgili bir yazı yazma gereksinimi hissettim neden bilmem. Özellikle geçtiğimiz şu ramazanı film izlemeye adamıştım. Sonlarına kadar da bu vaadimi gerçekleştirdim neyseki. Çok kaliteli filmler de izletim tam vasat olanlarından da. Film konusunda belirli bir tarzım yok kendimce. Korku filmlerini de seviyorum komedi filmlerini de. Ya da ne bileyim işte. Ne vardır ki zaten. Korku, komedi, aksiyon, suç, müzikal, dans, gençlik, bilim-kurgu, gizem, gerilim vs. Tabii bir de klasikler var ki sormayın. Tuba arkadaşım beni genelde döver. Onca film izleyip de bir Karayip Korsanları izlemediğim için ya da Yüzüklerin Efendisi ya da her ne iseler. Karayip Korsanlarının ilkini izledim ramazanda tamam ezmeyin ama Yüzüklerin Efendisine hala bir gram sempatim yok bilesiniz. Herneyse ben size ramazan boyunca izlediğim filmlerden bahsetmek istiyorum. Belki içinizde benim gibi film arayan ama bulamayan bir kitle vardır, bir fikir olur.

Cesaretin Var Mı Aşka?
Jeux D'enfants

Cesaretin var mı Aşka?

Sanırım bu film benim en sevdiklerimden oldu. Çünkü ikinciye izlemiştim. Ve sıkılmadım. Konusunu aktarıyorum sizlere;

Annesi kanser ve ölmek üzere olan Julien ve göçmenliğin zorluğu ile başa çıkmaya çalışan Sophie arasında özel bir bağ vardır. Bu bağ oynadıkları cesaret oyunu sayesinde güçlenmektedir. Oyun icabı her biri sırasıyla, diğerine cesaret gerektiren, sınava sütyenle gitmek, okulun en sert çocuğunu tokatlamak gibi, zorlu görevler vermektedir. Zamanla hayatın zorlukları da bu oyunun bir parçası haline gelmektedir. Bu oyun iki arkadaş arasında büyük bir aşkı alevlendirirken aynı şekilde birbirlerine kavuşmalarınada engel olmaktadır.

Film hem Dram hem Komedi hem de Romantik. Tavsiye ediyorum .

İşkence Okulu
Tormented

İşkence Okulu

Garip geldi ama film Okul filminden sonra yapılmasına rağmen ona çok benzettiğim bi filmdi.Gerçi Okul da bir filmin taklidi olduğu için, her neyse kapsamlı bir alışveriş söz konusu. Konusu;

Okulda hakarete uğrayan, sürekli dalga geçilen bir öğrenci kendini astıktan sonra bir hayalet olarak geri döner ve tek tek kendisiyle dalga geçenleri avlamaya başlar...

Korku filmi seven birine tavsiye etmiyorum ama zamanım bol ve eğlenmek istiyorum diyorsanız açık izleyin. Ben baya gülmüştüm.

Make It Happen

Make It Happen

İzlediğim bilmem kaçıncı dans filmi. Zaten çoğunda konu aynıdır bilirsiniz. Kız küçük bir kasabadan dans aşkı ile büyük bir dans okulunun sınavına gelir. Vesaire. Ama film çok güzeldi, ben çok beğendim. Dans sahneleri de kaliteliydi. Baş roldeki kızı (Mary Elizabeth Vinstead) beğendim, iyi bir dansçi-iyi bir oyuncu. Tavsiye ediyorum -dans filmi sevenlere-.

Küçük bir kasabadan Chicago'ya rüyalarını gerçekleştirmek için gelen Lauryn, burada Müzik ve Dans Okulu'na yazılır. Başarısız bir dönemden sonra şansını burlesk kulüplerinde denemeye karar verir. Burada kazandığı başarı, rüyalarını tekrar gözden geçirmesine ve ayağa kalkıp savaşmasına ön ayak olacaktır.

The Bannen Way

The Bannen Way

İzlemedi iseniz hemen nolur açın izleyin. Pişman olmayacaksınız asadsdas

Neal Bannen'in Hayatında Herkes Daima Suçludur...Neal'in Babası Bir Şerif Neal ise bir Polistir.Neal'in amca ise etrafı güzeller ile çevrili bir Para Babasıdır...Amcasının Bayanlara Olan zaafı Neal'in kendisini ve babasını suçlular dünyasında çıkmaz bir yokuşa sürükleyecektir.

Konunun bunla alakası olmadığını söylemek zorundayım. Takılmayın yani. Suç kategorisinde iyi oyuncuları olan ve iyi kurgulanmış bir filmdi. :d

Amelie
Le Fabuleux destin d'Amélie Poulain

Amelie

Bu bir klasik. İzlenmeli, beğenilir mi bilinmez.

Paris'te garsonluk yaparak, kendine özgü bir dünyada yaşayan saf, çekingen ve masum bir kızdır Amelie. Annesinin beklenmedik ölümü, babasının soğuk tavırları ve yaşadığı travmalar sonucu, sevimli ve boş şeylerle uğraşarak kendisine eğlence yaratmaya çalışsa da aslında hayatı sıkıcı bulduğu için kendisini son derece yalnız hissetmektedir. Bu kısır döngü Amelie’nin evde bulduğu bir kutuyu ve onun aracılığıyla sahibini keşfetmesiyle birlikte bir anda bıçak gibi kesiliverir... Amelie aşık olmuştur.

Çılgınlar Sınıfı
Accepted
Çılgınlar Sınıfı

Eğlenceli bir gençlik filmiydi. Ben çok eğlendim. :d Ama kimine basit gelebilir. Konusunu aktarıyorum;

Lise son sınıf öğrencisi Bartleby Gaines, hiç bir üniversiteye kabul edilmez. Ailesininde baskısından kurtulmak isteyen Bartleby kabul edilmeyen bir kaç arkadaşıyla birlikte kendi sahte kampüsünü kurar ve olaylar gelişir.

Kana Susadım
Jennifer's Body
Kana Susadım

Megan'ın oyunculuğunu merak ettiğim için izlemiştim. Ama ikinci başrolun Amanda olduğunu öğrenince baya bir mutlu oldum. Korku filmi kategorisine takılmadan izleyin. Korkunç falan değildi elbette. Ben yine de beğendim.

Taşındığı bölgedeki liseye yeni başlayan Jennifer kısa sürede popüler olur ve ponpon kızların başına geçer. Ancak bir katile dönüşürek okuldaki erkek arkadaşlarını öldürmeye başlar. Onu durdurabilecek tek kişi ise en iyi arkadaşı gözükmektedir..

Iıı bu arada, bu konunun filmle hiç bir alakası yok. :d


Dövüş Klübü
Fight Club

Dövüş Kulübü

İzlemediğiniz her anı zaman kaybı sayın. Zaten bu bir baş yapıt. Edward Norton ve Brad Pitt'in oyunculuklaro, unutulmaz replikleri ve yaratıcı bir konusu var. Kesinlikle izlenmeli.

Oregon Üniversitesinde yüksek lisansını yapan Chuck Palanhiuk'un uzak olmayan bir gelecekte geçen ve kafası karışık genç bir erkeği konu alan romanından yola çıkılarak çekilen Fight Club'da filmi anlatan, ünlü bir otomobil firmasında iyi bir işe sahiptir. Tek düze yaşamı kronik uykusuzluk sorunuyla çekilmez bir hale gelmiştir. Ailesi ve yakın bir arkadaşı olmayan Jack doktorunun tavsiyesi üzerine kanserli hastaların terapi grubuna katılır. Bu toplantılar esnasında Marla'yla tanışır o da genç adam gibi hasta olmadığı halde grubun toplantılarına katılmaktadır. Jack'in ve Marla'nın çabaları tüketici kültürünün anlamsızlığına karşı bir duruştur adeta kariyer sahibi ama yanlız insanların bir tepkisi. Jack'ın jenerasyonu ölü bir jenerasyondur. Bir yolculuk sonrası evinin yanmış olduğunu gördüğünde arayabileceği tek kişinin yolculuk sırasında tanıştığı sabun satıcısı Tyler Durden olmasıda adeta bunun bir kanıtıdır. İçilen birkaç biranın ardından park yerinde Tyler, kahramanımızı kendine vurması için kışırtacaktır. Aralarında başlayan bu kavga Jack'in hayatını değiştirecektir. Bir süre sonra Jack Tyler'ın yanına taşınır. Tyler'ın liderliğinde bir dövüş kulübünün kuruluşuyla bu kulübde sayıları elliyi aşmamak kaydıyla genç erkekler birbirleriyle dövüşmeye başlayacaklardır. Kısa sürede popüler hale gelen kulüp ve Tyler Durden hızlı bir şekilde bu ölü jenerasyonun mesihi haline gelir.

Wanted

Wanted

Eminim ki duymuşsunuzdur. .d

Babası öldürülen Wesley Gibson’a (James McAvoy), babasının intikamını alma fırsatı teklif edilir. Kötü adamları yok eden bir suikastçi olarak ünlenen babası bir suikaste kurban gitmiştir. Babasının bıraktığı yerden yola devam etmeye kararlı olan Gibson, babasının ortağı Sloan’dan (Morgan Freeman) eğitim almaya başlar.

Bunlar fikir olarak kalsın kafanızda, benim aklım durdu. Ben film izlemeye gidiyorum, baay. (:




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder