Perşembe, Ekim 21

Dengesizim Ama Sebebi Var...

Geçen gün okuldan dönerken ilk okul arkadaşlarımdan biriyle karşılaştım. Birlikte yaşadıklarımızdan konuşa konuşa bir minibüs yolu boyunca kahkahalara boğulduk. Aralarından bir tanesini sizle paylaşmak istedim. Uzun zamandır yazı yazmıyorum zaten, gülün istedim biraz. :)

Yıllardan 2003 sanırım. Ya da her kaç ise şimdi hesap yapamayacağım. 4. sınıftaydım. Biz sınıfın kızları olarak birleşip Ayşenur'un evinde buluşmaya karar verdik. Toplam 8 kişiyiz. Evde yapmadığımız saçmalık yok. Ayşenur'un babasının gömleklerini giyip dev adam maskelerini takmadığımız falan, hiç biri kalmamış. En son buna rağmen 'sıkılıp', kendimizce bir oyun yarattık. O yaşta o akıl. Hala hayretlerdeyim .
4'erli gruplara ayrıldık. Ayşenurların bina 7 kat-asansör de var. Ve Ayşenurun bir et bebeği var. Bu resimdeki tarzda bir bebek.-tabi o kadar da güzel değil de- Herneyse oyun şöyle. 4 kişi cama çıkacak ve diğer 4 kişilik grup aşağı inecek. Ayşe'nin odasının altındaki camın altında beklerlerken yukarıdaki grup -7.kat- bebeği atacak. Sonra kronometre başlatılacak falan.... İki grup da bunu yapacak. En kısa sürede bebeği getiren kazanacak. Yıllarca düşündüm ama amacını anlayamadım. Siz sakın düşünmeyim. =D

Derken derken, sıra bize geldi. Ebru Şeyda Tuğçe ben. Aşağı indik. Yukardakiler bebeği attılar. Kafamı yukarı kaldırdım, izliyorum...
6. kat .. Allah Allah bu bina ne kadar da yüksekmiş.
5. kat .. bebek ne kadar da hızlı geliyor.
4. kat .. ulan bi dakika, burada bi terslik var.
3. kat .. yok lan geliyo işte.
2. kat .. ya bu bebek benim kafama kafama geliyo!
1. kat .. o zaman ben bir adım yana kaçayım.

Ve bebekten kaçmak için sağa doğru 1 adım attım. Kafamı kaldırdığımda ,, etrafımda yıldızlar uçuşyordu. O ara o "film şeridi" muhabbetini en doruğunda yaşadım. Gözümün önünden annemin suratı mı dersiniz, öğretmenimin bakışı mı, ablamın yüzü mü. Gözlerimi kırpıştırıp açtım. Bizim kızlar gülmekten yerlerde doğal olarak. Tabi bu doğal olarak o zaman hiç doğal değildi benim için. Çok utanmıştım anlatamam!  Sonraki tek konuşma da şuydu zaten.

T: "Merve iyi misin?"
M: "Iıı şey evet tabii."

Ulan vicdansız! 7 katlı binadan başıma kaya gibi bebek düşmüş. Beynimle bi taraflarım yer değiştirmiş, gözlerim yerlerinden çıkacak, boynuma inen ağrının ne olduğu meçhul. Kalkmış "Merve iyimsin."
Ha di ca nım. O kadar iyiyim ki beş dakika önce disko ışıkları altında hayatımı seyrettim. :d

Her ne ise. Böyle de bir anım var işte. Belki de böyle dengesiz olmamın sebebi o bebek ya da attığım o adım. Kim bilebilir... :)

5 yorum:

  1. daha önce kafama bebek yedim. çok acıtıyo. 2003 yılında lise 1 dim vay be belki de 2.

    YanıtlaSil
  2. :)) Esselamu aleykum.

    Sabah sabah çok iyi oldu bu, yani afedersin senin için cok zor olmuştur mutlaka ama şimdi gülümsetiyor işte...

    Geçenlerde arkadaşıma gittim kapı otomatiği çalışmıyordu, anahtarı 5. kattan aşağı atacak şimdi :D anahtarlığıda sevgilisinin baş harfi bulunan bi metal demir türü birşey.. kırılmasın diye önce bi badiye ardındanda poşete koymuş, ben bekliyorum :D akşam karanlığı...
    Bi baktım yukardan bi cisim bana doğru hızla yaklaşıyor :D Ben kaçayımmı tutayımmı derken poşet elime düştü, bileğim felaket acıdı, anahtarlıkta kırıldı.. oh olsun dedim takmasaydın, o hala anahtarlığının derdinde.. Üzerinden bir hafta geçmesine rağmen bileğim hala acıyor :))

    YanıtlaSil
  3. Uuuu. :)
    Geçmiş olsun sana da. Bu konuda beni en iyi sen anlarsın sanırsam .d İnsan bir anda dayak yemiş gibi oluyor resmen. O bileğine gelen benim beynime beynime düşmüştü işte. Anahtar da serttir tabii. Uf ya. Geçer inşallah :)

    YanıtlaSil
  4. ya süper bir anı:D özellikle bebeğin düşme anı içinden geçirdiklerin :D

    YanıtlaSil
  5. Sağol Mia'm :D Aklımdan daha neler geçmiştir o an benim. :D

    YanıtlaSil