Pazar, Kasım 21

639 Sayfa Sonunda, Mutluluk!

Sonunda başardım! Sonunda kitabımı bitirdim! Ay bir huzur, bir mutluluk, şu an bilemezsiniz. Sonunun iyi bittiğini söyleyemeyeceğim gerçi. Tamamen hüsran ve kalp kırıklıklarıyla son buldu Bakirenin Aşığı. Kitap Boleyn serisinin 3. kitabı. Konusunu bilenleriniz elbet ki vardı.  I. Elizabeth'in zamanında geçiyor. Kraliçe soruyor: Aşk mı? Taht mı?

Bundan sonrasında okumayı düşünenler turuncu kısımları okumasınlar. :)

Kitap boyunca Elizabeth'den nefret ettim diyerek başlayacağım. Oysa The Other Boleyn Girl'de filmin sonunda hatırlarsınız.

"Henry'nin İngiltere'ye güçlü bir vâris bırakmama korkusu yersiz çıktı. Bıraktığı vâris İngiltere'yi 45 yıl boyunca yönetti. O vâris çok istediği bir erkek değil ama Anne'in verdiği, güçlü , kızıl saçlı bir kızdı. Elizabeth."


...tadında bir sahne mevcuttu. Ben hep Elizabeth devrini çok parlak hayal etmiştim bu sebeple. Ama gördüğüm o ki Elizabeth pek de iyi bir kraliçe olmayı becerememiş. Aman ablam tahtta, yok taht benim olacak, yok artık vatan haini oldum, biraz zindana atıldım, heh tahta geçtim derken kendini bir vatan hainine aşık bulan bir kraliçe. Vatan hainliği, taht hırsı yedi düvelce bilinen, üstelik de elinde avucunda hiçbirşeyi kalmamış, sarayda sadece at terbiyecisi olan bir adam: Robert Dudley + İngiltere kraliçesi. Elizabeth'e acımam vardı da o Robert Dudley'i bulsam bir kaşık suda boğacağım. Böyle hırslarına yenik düşmüş bir adam daha yok dünyada. Babası bile vatan hainliğinden gözlerinin önünde can vermiş. Bir akıllan be adam. Evli olduğu halde bir Kraliçeyle evlenebilmeyi hayal etmek bir rüya olmalıydı zaten senin için.

Her neyse. 
Beni en çok şaşırtan kitabın sonundaki yazarın notuydu. Robert'ın yıllar sonra Laetitia Knollys ile evlenişi. Kendisi bir Boleyn'dir de. İlk idam edilen kraliçe {aynı zamanda Elizabeth'in annesi } olan Anne Boleyn'in kız kardeşinin, Anne'in kocası Kral VIII. Henry'den olan kızı Catherine'in biricik kızı Laetitia. (ben karıştırmıyorum arkadaş, saray entrikalarla kavruluyor.) Elizabeth ne acılar çekmiştir kim bilir. Ama Gregory'nin düştüğü nota göre Robert ölümünden önce son mektubunu Elizabeth'e yazmış ve Elizabeth başında Robert'ın mektubu ile can vermiş. Böyle de düşününce içim burkulmuyor değil.

Onun dışında, açık ve net,  kitaptaki favorim her zaman Laetitia'ydı. Böyle kibirli bir kız olamaz. Kitapta o kısmı aradım ama bulamadım şu an. Bir yerde W.Cecil ona soruyor:
"Kraliçe size eski kıyafetlerinden vermiyor mu?"
"Ah Cecil yapmayın, Elizabeth'den bahsediyoruz. O mukayese edilmekten hoşlanmaz. Aslına bakarsan yerinde olsam, ben de benim kıyafetlerimi benim üzerimde görmek istemezdim..." diyordu.

Robert  & Laetitia çok da saçma bir ikili değiller yani. .d


Ya bir de şey...
Bundan dem vurmazsam öleceğim. Kitapları okuyanlar bilir. Kızıl saçlı Elizabeth güzelliğiyle bütün sarayı kendine hayran bırakmıştır, gülümsemesinin güzelliği dilden dile dolaşır, flörtkâr bakışları her erkeği etkisi altına alabilir. Arşidük onu ister, o onu ister, bu onu ister de. Elizabeth bu resimdeki yani. İnsan bir "Nasıl ya" olmuyor mu? Kitapta Elizabeth'in tasvirlerini görseniz, resmen gözümün önünde kızıl saçlı bir tanrıça beliriyordu. Aklımda anca iki sebep oluşabiliyor: Ya o zamanlarda resim sanatı berbattı, ya da o zamanlarda insanların güzel anlayışı tamaamen farklıydı. Tamam birincisi daha olası, peki.

Kitapta Dudley'in yakışıklılığı aşağı,  Dudley'in gülüşü yukarı. Öyle yakışıklı bir tasvirin üzerine resim de bu. Hani, ben bile daha yakışıklıyım diyim. O derece. Bu hallerinden katlarca farklı olduklarını düşünmem anormal değil sanırım. Hadi ikisini kabullenirim de Laetitia'nın resmine onca merakla bakmışken şu resimle karşılaşmak cidden hayal kırıklığımsı birşeydi.








Eğer resim çizmek gibi bir yeteneğim olsaydı kesinlikle hayallerimdeki Robert'ı, Elizabeth'i, Laetitia'yı hatta Mary ve Anne Boleyn'i mutlaka çizerdim iyi hissetmek için. Dert edindim de burada kendime. :)

Bu konuda bir yazı yazmalıydım mutlaka.
Herkese iyi geceler. Yerime de uyu insanoğlu.

5 yorum:

  1. Ahahah ben de kitabı bitirdiğimde bunların hepsini düşünmüş, gidip google'dan resimlerine bakmış ve beğenmeyip hüsrana uğramıştım. Ama diyebilirim ki ilk 3 kitap içerisinde en sıkıcısı buydu. Geçmek bilmedi bazen sayfalar. Okuyorum okuyorum, aa 20 sayfacık olmuş daha. Tamam, sonra okurum at kenara. Zar zor getirdim kitabın sonunu. O dönemler okurken ne kadar büyülü geliyorsa gerçekte o kadar boktandı bence. Buna inanmak istemiyorum ama büyük ihtimalle doğru. Düşünsene doğru düzgün yıkanamıyorsun, zengin biri değilsen güzel yemekler yiyemiyorsun (o zamanın fakir insanı için makarna bile lükstür hatta), televizyonu interneti geçtim elektrik yok vs vs... Yine de ben o dönemlerde yaşamak isterim. Ama kraliçe olacaksam isterim:D Al Elizabeth'i vur bana oldum bu cümleyle:D Ben onun gibi duygularımın esiri olmazdım ama. Ayrıca değinmeden geçemeyeceğim. Bakire kraliçe diye ün salmış birinden Robert Dudley'le yatmasını beklemezdim. Hani illa bir şeyler olmuştur ama bu kadar değildir diye düşünüyordum, kitabın o sayfalarında bir güzel dumur oldum. Bir de ben nedense Amy'e hiç acımadım. O zamanın yargılarına göre belki yaptığı doğrudur ama bir kadın asla bir erkek için kendi benliğinden vazgeçmemeli bence.

    YanıtlaSil
  2. Tjaala: Mutlaka oku canım. Ama ilk kitabı tavsiye ediyorum önden: Boleyn Kızı.

    JG: Neşe cidden sana katılıyorum. Az önce anneme de aynısını söyledim. Boleyn Kızı'ndaki entrikalardan resmen sayfayı çevirirken bir heyecanla doluyordun. 820 sayfanın her sayfasına ayrı bir olay sığdırabilmiş yazarımız, aynı performansı Bakirenin Aşığı'nda gösterememiş ne yazık ki. Benim mutluluğum uzun zamandır bu kitabı bitirmememden kaynaklanıyordu. Kraliçenin Soytarısı'nı bile ne ön yargılarla başlamıştım okumaya ama o da kesinlikle "sarmıştı". Hani B.Aşığına laf etmem hepsni ayrı güzel ve Elizabeth'in dönemini merak ediyordum ama aralarından en kötüsü oydu bence de.
    O zamanlarda yaşamayı her zaman hayal etmişimdir. Ama dediğin gibi böyle en güzelinden elbiseler diktirebileceksem ya da en iyi yemeklerden ziyafetler verebileceksem. :) Kim o zamanda fakir olmayı yeğler ki. Saray kadar, danslı eğlenceli, her şeyin kapı arkası görüşüldüğü, herkesin mevki uğruna birbirinin kuyusunu kazdığı bir ortam dururken. :D [amaç gibi gözlerimle görmek istemem tabii.]
    Ve... Sevgili bakire kraliçemiz hatırlarsan Kraliçenin Soytarısında da kralla ağaç altında bir maceralardaydı. Ben pek şaşırdığımı söyleyemeyeceğim. Zaten lakabının da bakire olmamasından geldiği aşikar.

    YanıtlaSil
  3. serinin ilk kitabını okumuştum heyecanla;Boleyn Kızı...oldukça heyecanlı,keyifli bir kitaptı.diğer kitapları okuyamadım nedense...

    YanıtlaSil
  4. En güzel olanını okumuşsunuz ama yine de diğerlerinde de farklı tatlar var. Tavsiye ederim. :)

    YanıtlaSil